DİKKUYRUK White-headed duck

...

Mogan; kelime anlamı için yaptığım araştırma maalesef sonuçsuz kaldı. Elimde bir tek Monza ve Ganey isimleri kaldı. Mogan Gölü'ne adını veren klasik bir aşk hikayesinden bir söylence... Sağlıklı bilgilere ulaşamadığım bu söylence ile ilgili bir aktarımım olmayacak.
Mogan özellikle Ankaralı fotoğrafçılar için, en güzelinden; bildik, yakın, sarı, sıcak, küçük, dost, evimiz, ilk okulumuz, sıcak bir selam, sıcak bir çay. En kötüsünden; tükenmek, kirlenmek, küçülmek, bitmek, nefessiz kalmak...

dikkuyruk

dikkuyruk

Bu yazı Mogan ile ilgili değil. Onun binlerce misafirinden bir tanesi ile ilgili. Bir çok kuş fotoğrafçısının fotoğraflamayı çok sevdiği ve istediği kuş "Dikkuyruk" ile ilgili. Dikkuyruk aslında çok az ve zor görülen, huysuz, ürkek bir kuş değil. Ancak sayısındaki azalma onu nadir ve hassas türler arasına sokuyor. Avlanması yasak olan Dikkuyruk, kış nüfuslarını büyük oranda Burdur Gölü'nde oluştururken üreme döneminde Mogan gibi bir çok gölde konuk oluyor. Biz kuş fotoğrafçıları da onu tekrar görmekten her zaman mutluluk duyuyoruz.

dikkuyruk

Onu ilk kez görmemin üzerinden kaç yıl geçti bilmiyorum ama onu her gördüğümde hissettiğim; buraya ait olmadığı. Her yerde böyle mi bilmem ama onu Mogan'da her görüşümde bu düşünceyi ve hissi hep hatırlıyorum. İlk göze çarpan özellikleri ile bu gölün kuşu değil diyorum hep.

dikkuyruk 

Dikkuyruk'ları görmek; Suyun üstünde onu hep sessizce ilerlerken görüyorum. Erkeğinin beyaz kafası, iri komik mavi gagası ve ismini aldığı dik kuyruğu hemen farklıyım diyor. Gölün yüzeyine yayılan vücudu ile yavaş ve sakin ilerliyor hep. Kimi zaman dikilen kuyruğu, fotojenikliğini gösterdiği en güzel anlardan biri.

dikkuyruk

Onun için planlanmış ciddi fotoğraf çekimi girişimlerim her sene olur. Ama bu sene her şey yolunda gitti. Dikkuyruk ziyareti için Mogan'ın pek kullanmadığı bir havuzunu seçti kendine. Dikkuyruğun gölün uzun sazları az olan bu noktasını seçimi, tüm fotoğrafçılar için bir şans olmuştu. Bir çok kuş fotoğrafçısı bu alanda onu izledi ve fotoğraflarını çekti. Ben de türü 5-6 yıl önce yine Mogan'da görüntülemiştim. Sanırım daha sonraki daha kalabalık hali ile gördüğüm yer Niğde Üniversitesi içerisindeki gölet olmuştu. O zaman kalabalık bir fotoğrafçı grubu ile kendilerini uzaktan izleme şansımız olmuş ancak iyi karelerini çekememiştik.

dikkuyruk

dikkuyruk

Sonraki daha ciddi girişimim Moganda Ömer Furtun ile olmuştu. Gün ağarmadan, daha önceden belirlediğimiz noktaya gittik ve boy çizmeleri ile göle girip Dikkuyruk ailesini görüntülemeye çalıştık. Bu zevkli ve heyecanlı çekim girişimimizi ben erken bıraktım. Çünkü boy çizmesinin de bir sınırı olduğunu unutup iyice ıslandım. Alanı ekip arkadaşıma bırakarak kurulanmak için aracımıza geri döndüm.

dikkuyruk

Karşılaşma; Daha sonraki denemem yalnız başıma oldu. Yine gün ağarmadan alanda oldum. Farklı bir noktadan göldeki yerimi aldım. Bulunduğum nokta bir cep gibiydi. Önümden geçecek bir kuşla bir anda karşı karşıya kalabiliyordum. Tripod üstündeki fotoğraf makinem suyun iki parmak üstünde duruyordu. Ben ne yapıyorum burada diye kendime çok sordum. Bu soru ve cevap kısımları iki saat kadar sürdü. Uzaktan geçen Sakarmekeler ve Küçük batağan dışında hiç bir ziyaretçim olmuyordu.

dikkuyruk

Derin, kokulu, bol sinekli bir gölde sıkıcı iki saatten sonra. Sol tarafımda sazların arasında bir hareket dikkatimi çekmeye başladı. Sıkı sazların arasında sadece hareketleri seze biliyordum türü anlamak imkansızdı. İşte bu anı içeren otuz dakika geçmek bilmedi. Belki beni fark etmişlerdi bilemiyorum ama olan oldu. Sazların arkasındakilerden birisi öne atıldı. Bu bir dişi Dikkuyruk'tu. Sanki onu birisi arkasında itmiş gibi önüme kadar geldi ve durdu. İlk kareleri nasıl çektiğimi bilemiyorum. Sadece kadrajdaki yerine ve netleme noktasına dikkat edebiliyordum. Dikkuyruk ne yaptığımı anlamak ister gibi hiç kıpırdamadan bana bakıyordu. Bir süre sonra nefes alışım normale indi. Her şey yolunda derken. İki erkek Dikkuyruk hemen onun ilerisinde beliriverdi. Yaklaşık yirmi metre karelik bir alanda ben ve Dikkuyruklar karşı kaşıya kaldık. Artık ne göl, ne koku, ne ıslanmak, ne sinekler...teşekkürler Mogan...