Uzun zamandır arazide olmaktan çok, okumaya vakit ayırıyorum. Fotoğraf zor iş. İyi bir fotoğrafçı olmak ondan daha zor. Fotoğrafı sanat yönüyle anlamaya çalışmak, dilimize çevrilmiş yayınlarla buna çabalamak işi daha da zorlaştırıyor.
Raflarda bir tanesini okuyunca diğerlerinin tekrar olduğunu gördüğünüz çok kitap var. En iyisi iyi okuyan birilerini takip etmek, ben böyle başladım. İlk kitap listemi Tarık Yurtgezer'in AFSAD doğa atölyesinde tavsiye ettiği kitaplar oluşturdu.
Raflarda bir tanesini okuyunca diğerlerinin tekrar olduğunu gördüğünüz çok kitap var. En iyisi iyi okuyan birilerini takip etmek, ben böyle başladım. İlk kitap listemi Tarık Yurtgezer'in AFSAD doğa atölyesinde tavsiye ettiği kitaplar oluşturdu.
![]() |
fotoğrafılık kitapları |
Daha sonra bu kitaplar içinde beğendiğim yazarların Türkçeye çevrilmiş neredeyse tüm kitaplarını okudum. Bazılarını iki defa okuma cesaretini gösterdim. Bu yazıyı yazdığım günlerin akşamlarında E. H. Gombrich'e ait her okuduğumda bu kadar mı basit bu kadar mı güzel anlatılır dediğim "Sanatın Öyküsü"ne devam ediyorum.
![]() |
fotoğrafçılar için kitap önerileri |
fotoğraf kitapları
Bu yazıyı oluştururken aklımda olan kitapların bir listesini yaptım...
E. H. Gombrich Sanatın Öyküsü
Sabit Kalfagil Fotoğrafın Yapısal Öğleri ve Fotoğraf Sanatında Kompozisyon
Tarık Yurtgezer Doğa Fotoğrafçısının ElkitabıTarık Yurtgezer Doğada Fotoğrafı Görmek
David Prakel Fotoğrafta Komposizyon
Jim Zuckerman Fotoğrafta Rengin Sırları
Mark Gardner-Art Wolfe Doğada Fotoğrafçılık
James Martin Doğada Dijital Fotoğrafçılık
John Berger Görme Biçimleri
Susan Santog Fotoğraf Üzerine
Roland Barthes Camera Lucida
John Berger O Ana Adanmış
Serkan eline, gözüne sağlık. Ağzında balık olan martı karesi öğrenciliğime götürdü. öğrencilikte Menteş'te kampta (D) devriyesi denilen sahil nöbeti vardı. nöbet noktaları çadırlar bölgesine yzaktı. Bir anda martının pike şeklinde denize dalışını ve ağzında bir martıyla çıkıp uçarak az ilerimize konup, balığa gagalamasına fırsat vermeden ben de yerden taş alıp, martıya atarak kaçırttım. Taşla balık avlamış oldum. Doğal olarak iri palamut bize kaldı ama ortam pişirmeye ve yemeğe müsait değil. Balığı alıp, martıların ve hayvanların nöbet bitimine kadar ulaşamayacağı ve saklamaya müsait bir yer aramak için güzergahtan çıktım. Dakikası geçmeden nöbeetçi üsteğmen jiple gelip, tutanak tutup, balığı aldı. Affetmesini istedik, affetti ama balık elimizden gitti. Netice, dünyanın düzeni. güç kimdeyse hak (pardon, balık) ondaydı.(S. S.)
YanıtlaSil:)çok teşkkürler...sevgilerimle...
YanıtlaSilVe 2017 teşekkür ederim Serkan bey emeginiz için
YanıtlaSililginiz için teşekkürler... iyi okumalar.
Sil