SANDIK ANILARI Balaban

balaban kuşu

Bu aralar yine arşivdeki fotoğraflarım arasında geziniyorum. Hafızam pek iyi olmasa da fotoğraflara bakınca neredeyse her çekimi hatırlıyorum. Bu klasörlere bakarken bazen keşke dediğim şeyler, bazen de güldüğüm şeyler geliyor aklıma...
İşte bunları anlatmalıyım diyerek adını "Sandık Anıları" koyduğum bir kaç yazı yazmaya karar verdim. Bunlar keşkelerimden çok, gülümsediğim anılardan oluşuyor. İlk yazım bu okuduğunuz yazı olacak. Diğerleri ardından gelecek. Bu öyle değil ama diğer yazılar sadece bir iki kare ve birkaç satır yazıdan oluşacak. Umarım benim ve sizin için zevkli olur.
Bir klasör anısına başlamadan önce; "Kuş fotoğrafları ve Tercihler" başlıklı yazımdan bir iki satırı buraya taşımak istiyorum.

balaban kuşu
balaban
"Bazen kuşları ayırıyoruz. Sevdiklerimiz, sevmediklerimiz ya da fotoğraflamak istediklerimiz, istemediklerimiz. Bunu anlayabiliyorum. Ancak bu türler ile karşılaştığınızda çekim süresini uzun tutmaya çalışmakta dahası onlara özel çekim ortamlarını hazırlamakta fayda var. Buna benzer bir durum da bazı türleri hep gördüğümüz yerde olacak sanmamız. Bazen bir türün bulunduğunuz bölgeye uzun bir süre misafir olması ile aklımızda şöyle yanlış bir bilgi oluşuyor. "Nasıl olsa burada. Daha sonra fotoğraflarım." Böyle türlere de zaman ayırmakta, uygun bir ortamda karşılaştığınızda tamam bitti demeden çekim sürenizi mümkün olduğu kadar uzatmakta fayda var."

balaban kuşu
balaban
İşte bu satırları bana yazdıracak derslerden birisiydi Balaban kuşu. 2011 yılında, Mogan Gölü'nün her bir yanında Balabanlar görünmeye başlamıştı. O kadar kolay ve güzel kareler fotoğraflanıyordu ki. Özellikle Ankaralı birçok fotoğrafçı bu kuşa doymuştu. Ben ise "Nasıl olsa burada. Sonra çekerim." "Zaten pek sevdiğim bir tür değil." gibi bahaneler ile epey bir ilgisiz davranmıştım bu kuşa. Ve bir gün ziyaretlerine gitmeye karar verdim. Daha göl kıyısına girmemle "sen gelmesen ben gelecektim" der gibi karşıladı bir tanesi.

balaban kuşu
balaban
Farenin bol olduğu tarla kenarında yerini almıştı. O kadar avlanmaya odaklanıyordu ki yaklaşmama izin veriyordu. Tek yapmam gereken, avını görüp dikkat kesildiği anlarda ona eşlik etmemdi. O anı fark etmemem mümkün değildi. Birden heykele dönüp avı bulduğunu belli ediyordu. Bu girişimi çoğu zaman başarılı da sonlandırıyordu. Dikkatlice yere eğiliyor ve bir ok gibi fareye saldırıyordu. Bana ise sadece sahneyi yakalamak kalıyordu.

balaban kuşu
balaban
balaban kuşu
balaban
balaban kuşu
balaban
balaban kuşu
balaban
balaban kuşu
balaban
balaban kuşu
balaban
balaban kuşu
balaban
O gün birkaç saati bu sahneleri yakalamaya çalışarak geçirdim. Sonrasında ise bu çekimi tekrar etme isteğim olmadı. Ahmaklık işte. Kuşu hep böyle kolayca izleyip görüntüleyebileceğimi zannetmiştim. Ama bunu anlamam o kadar da uzun sürmedi. Sevgili Fotoğrafçı abim Ömer Furtun Ankara'daydı. Balabanları sormuştu. Ben de eminim ki "Kolay abi, hemen gidelim çekelim" demişimdir. Ki dememeliydim.
Önden bir kahvaltı. Ağır ağır Balaban fotoğraflamaya gittik. İşte bu klasörün anısı burada başlıyor. Göl kıyısına girdiğimizde kendi görüntülediğim noktada Balaban'ları bulamayıp aramaya devam ettik. Biraz dolaştıktan sonra bir tanesini bir tarlanın ortasında bulduk. Elbette istenen av sahnesini fotoğraflamak. Balabanı bize alıştırdıktan sonra ona avlanması için zaman vermeye başladık. Baştan söylemek isterim ki Mogan'ın en beceriksiz ve en manyak Balabanı ile karşı karşıya kaldığımızı anlamamız biraz geç oldu. Ben de çok biliyor gibi anlatıyorum. "Abi şimdi bu donup kaldı ya avını görmüş oluyor. Şimdi avlanacak şimdi şimdi şimdi." "Vazgeçti." Abartmıyorum bunu belki otuz kırk defa yapmıştır. Tam geriliyor şimdi avlanacak diyoruz. Birden yukarılarda dikkatini bir şey çekiyor. Vazgeçiyor. Biz rahatsız ediyoruz diyoruz. Uzaklaşıp izliyoruz. Tam geriliyor. Vazgeçiyor. Kaç saat bekledik bilmiyorum. Tam vazgeçiyoruz. Bir şey görüyor. Dikkat kesiliyor. Geriliyor geriliyor. Evet şimdi şimdi. Tekrar vazgeçiyor.
Bize artık kalan tek şey vardı, gülmek. Bunu yapabilmek de önemli. Bu beceriksiz Balaban fare avlayamamıştı ama bizi epeyce güldürmeyi başarmıştı. Hatta aramızda taklidini bile yapmaya çalışıp gülüyorduk. Kimisi arazide pek eğlenemez. Ama kimi fotoğrafçılar için vakti iyi geçirmek de fotoğraf kadar önemlidir. 
Bir başka klasör anısında buluşmak üzere.

14 yorum :

  1. Sevgili Serkan

    Senin yazılarını okumak heyecan veriyor

    Sevgilerimle Mutlu Bayram'lar

    Cavit

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cavit Abicim ilgin için çok teşekkürler... memnun oldum...sevgilerimle...

      Sil
  2. Ben sinirden gülüyordum da, senin gülüşünün altında hafiften daha önce temiz kareler almanın şeytanlığı vardı sanki :) Son kare favorim. Emeklerine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) e biraz rahatlık vardı tabii...
      sevgilerimle. abicim.

      Sil
    2. Şimdi videoları izledim de yine çok güldüm. Sen soruyorsun 'abi video mu çekiyorsun' diye. Benim cevabım : 'Evet ama fotoğraftan farkı yok. Mahlukat put gibi duruyor.'

      Sil
    3. :)) hadi gel artık...

      Sil
  3. Enfes fotoğraflar. Bu arada sitenin yeni tasarımı da çok güzel olmuş. Sade ve şık. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkürler sevgilli Ali... Beni ne zaman Kozanlıya götürüyorsun:)... şaka bir yana Ali iki fıstıkla artık uzak yollar zor gibi:)

      Sil
    2. Yakın yollara gideriz biz de. Gizli mekanlarını gösterirsin belki :)

      Sil
    3. ama aramızda kalacak...:)

      Sil
  4. Çok güzel bir yazı olmuş Serkan Hocam kalemine sağlık...Okurken kendimizden de bir şeyler bulduk...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Turgut Bey.... Elbette, bunlar hepimizin yaşadığı zamanlar. Ben sadece bunları bir yere yazıyorum... tekrar teşekkürler Turgut Bey...
      sevgilerimle...

      Sil
  5. Serkan eline sağlık. Ne güzel yazmışsın... Okurken ne anılar geldi aklıma... Selamlar, sevgiler...
    Kadir Dabak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadir Hocam ziyaretin ve kritiğin mutlu etti. Bunlar aslında hepimizin ortak anıları. hep birbirimizden bir şeyler buluyoruz... Urfa'da yazı planlarım içinde...:)

      Sil

 

benim o

serkanmutan@gmail.com

Yazarım Ben

1977 yılında Manisa Kırkağaç’ta dünyaya geldi. İlk-orta-lise öğrenimini Aydın Nazilli’ de tamamladı. Ankara Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdi. Ankara'da yaşıyor. Uzun bir süredir doğa fotoğrafçılığı özellikle de kuş fotoğrafçılığı ile ilgileniyor.

instagram serkanmutan